
İlk albümleri ''Yok Öyle Kararlı Şeyler'' ile kısa sürede kendine özgün kitlesini oluşturan grup albüm kayıtlarının miksini çoğunlukla evde kendi imkanları ile yapmışlardır. Müzik hayvanı etiketiyle çıkan albümün lansman konseri 2013'te Kadıköy'de gerçekleşti.
''2. Be The Band'' müzik yarışmasında finale kalan grup, ardından bir çok şehirde konserler vermiştir.

Güncel indie ve alternatif rock harmanlamasından oluşan şarkılar, prodüksiyon başarası ve edebi cümleleri ile insanları etkilemeyi başarıyor.İlk albüme göre daha özverili ve dikkatli hazırlanan albümde uzun yıllar eskimeyecek sound ve tarza sahip.
avazavazdergi.com'a verdikleri röportajda ise grup üyeleri merak edilenlere cevap veriyor ;
Yok Öyle Kararlı Şeyler'i tanımayla başlayalım.
Erdem: 2011’de Emrah’la Çorlu-İstanbul arası gidiş gelişlerde ortaya koymuştuk. Canlı performe edebilmek için sırasıyla Çağrı, Ramazan ve Boğaç eklendi gruba. Evde kaydettiğimiz şarkıları canlı çalmak ya da ileride albüm haline getirmek adına çalışmaya başladık. 2013’e kadar tüm süreç aslında evde işliyordu. İstanbul’da bir yerde çalmak bile lükstü. Ama 1 yıl içinde çok şey yaşadık. Geçtiğimiz sene bizim için resmen YÖKŞ.rar oldu. Bol konser verdik ve bol şarkı ürettik. Özetle YÖKŞ, kararsız birkaç adamın evde yaptığı müziğin bugünlere gelmesiyle oluştu diyebiliriz.
Bir noktada sosyal medya da girdi bu sürecin içine. Hatta belki Be The Band de yardımcı oldu, diyebilir miyiz?
Erdem: Yok aslında. Be The Band’de sadece ilk 10’a kaldık. İlk 3’e kalamadık hatta ikinci ve üçüncüye de büyük bir vaatleri yoktu. Sadece ilk grup Meriva’ya bir albüm yaptılar. Tabi ki bizim de hedefimiz albüm yapmaktı. Katılma amacımız da dolayısıyla albüm yapabilmekti.
Çağrı: Prodüktörümüzle tanışmamızı sağladı. İlk 10 gruba compilation bir albüm yapılacaktı. Bu sayede Serdar Ateşer ile tanıştık. Albümü kaydetmeyi zaten planlıyorduk ve beraber kaydedelim dedik. Aslında Be The Band, Serdar Ateşer ile tanışmamız açısından bir avantaj sağladı.
Bu sayede albüme giden yollar da yavaş yavaş gelişmiş oldu. Albüm süreci nasıldı?
Erdem: Nasıl anlatacağız abi, en zor soru! (gülüşmeler).
Boğaç: Kendimiz bir albüm kaydetmek istiyorduk. Be The Band Çağrı’nın dediği gibi prodüktörümüzle tanışma fırsatı yarattı. Orada da albümün başka bir ayağı olan yapımcı şirket devreye girdi. Can bizimle irtibata geçti ve o tarihten itibaren Funorg yapımcımız, Can menajerimiz oldu. Hem en büyük şansımızdı hem de öncesinden korkuyorduk çünkü şirketlerin grupları yönlendirme eğilimleri oluyor. ‘’Şarkının şurası şöyle olsun, hayır bunu çıkarın.’’gibi. Ama Funorg ‘da korktuğumuz başımıza gelmedi, bizi özgür bıraktı ve kendi müziğimizi icra edebildik. Dolayısıyla hayatımız, müziğe bakış açımız bir yapımcı olunca değişmedi. Sadece iş birazcık daha profesyonel hala geldi. Albüm süreci de o açıdan çok keyifliydi. Babajım Stüdyoları’nda kaydettik. Sabah yukarıda Fifa oynadık, akşam şarkıları kaydettik. Erdem biraz yoruldu bir günde 3 şarkı kaydetmeye çalışırken.
YÖKŞ’ü YÖKŞ yapan ne oldu peki? O süreçte ‘’Tamam’’dediğiniz bir nokta olmalı.Boğaç: Planlı ilerlemedi hiçbir şey. Elma soyarken yapılan şarkı bile var. Süreç dediğimiz biraz kendi başına ilerledi.
Erdem: Benim tamam dediğim nokta sanırım Lana Del Rey konseri oldu. Geçen sene Eylül’deki konserde 10.000 kişiye çalmıştık. Bir gün önce 13 kişiye çalmıştık mesela.
Grubun Öne Çıkan Şarkıları: Nefret Söylemi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder